Kayıtları www.WingsForLifeWorldRun.com adresinde devam eden ve bu yıl beşinci kez gerçekleştirilecek etkinlikte koşu grupları da mücadele edecek.
Geçtiğimiz günlerde etkinliğe hazırlık kapsamında düzenlenen App Run’da koşan koşu takımlarından Beat Run Crew ve NRC Team, organizasyon hakkında konuştu. İki grubun temsilcileri, hedeflerinden koşu kültürüne kadar birçok konuya değindi.
Koşuya nasıl başladın?
Beat Run Crew kurucusu Sinan Gürsoy: Bir anda ilham geldi. Tam olarak 10 yıl önce, hayatımın çok yoğun geçen bir döneminde beni fiziksel olarak zorlayacak, aynı zamanda da motivasyonumu üst seviyeye taşıyacak bir şeyler arayışı içerisindeyken kendi kendime “Neden koşmuyorum?” diye sordum ve sokağa çıktım. Başlangıç herkes gibi benim için de zorlayıcı olmuştu. Geçmişimde herhangi bir profesyonel spor altyapısı olmamasına rağmen hareketi seven ve yoğun fitness antrenmanlarına alışık biri olarak vücudum koşuya çok çabuk adapte oldu. O dönemler İstanbul’da koşu kültürü bu kadar yaygın olmadığı için uzun süre yalnız koştum. Zaman içerisinde devamlı çalışmayla hem hızım hem de dayanıklılığım arttı ve yarışlara katılmaya başladım.
NRC kurucusu Mehmet Çetin: Koşuya 6 yaşımda sportif temel eğitim okulunda başladım. Tabii babamın da Milli Takım antrenörü olması ve koşması benim için önemli bir yönlendirmeydi.
Neden koşuyorsun?
Sinan Gürsoy: Bu sorunun birden fazla cevabı var aslında. Öncelikle temel olarak sağlıklı kalmak diyebilirim. Koşu hem fiziksel hem de ruhsal olarak insanı besliyor. Haftada 3-4 koşu yapmanın, bazen tek başına, bazen de arkadaşlarla koşmanın terapi özelliği var. Bir de rekabet duygusu tabii. Antrenmanlarda gelişimini görmek, yarışlarda da hedeflerin doğrultusunda rekabet edip sonucunu almak beni canlı tutuyor ve daha çok koşmak için motive ediyor.
NRC kurucusu Kumsal Pınargözü: Koşmaya çocukken başladığım için koşu, kendimi bildim bileli istekten öte bir ihtiyaçtır benim için. Sadece fiziksel olarak değil mental olarak da iyileşmemi sağlayan, bedenim ve zihnimi dengelememe yardımcı olan bir terapi gibi. Bu anlamda “bana iyi geldiği için koşuyorum” diyebilirim.
Koşunun sizin için en güzel yanı nedir?
Beat Run Crew kurucusu Ali Can Yıldız: Diğer çoğu spordan farklı olarak koşu için zaman, mekan ve ekipman zorunluluğunuz yok. Dünyanın neresinde olursanız olun, ister şehrin merkezinde isterse bir ormanın içinde, koşmak için ihtiyacınız olan tek şey spor ayakkabılarınız. Koşmak insana bir noktada limitinin olmadığını da gösteriyor. Başta imkânsız gelen mesafeler ve süreler, antrenman yaptıkça mümkün hale gelmeye başlıyor. Bu yüzden koşu insana özgürlüğü hissettiren en güzel aktivitelerden biri diyebilirim.
NRC kurucusu Kumsal Pınargözü: Koşunun en güzel yanı koşarken koştuğunu unutmaktır bence. Bazen her şeyi düşünebildiğim ve hayatımla ilgili gündemimde olan bazı sorulara cevap bulabildiğim, bazen ise hiçbir şey düşünmeyip kafamı tamamen sıfırlayabildiğim bir meditasyon yöntemi olmasını seviyorum.
Beat Run Crew/NRC’yi 2 cümle ile tanımlar mısınız?
Sinan Gürsoy: Beat Run Crew 2017 yılının Aralık ayında farklı iş ve spor deneyimlerine sahip bir grup arkadaşın bir araya gelerek başlattığı kolektif bir oluşum. Koşuyu hayatının ana eksenine oturtmuş, bununla birlikte bir arada olmaktan zevk alan, gelişime açık insanların oluşturduğu sosyal bir platform.
Mehmet Çetin: NRC Türkiye’de koşu kültürünü geliştirmeyi ve topluma bu sevgiyi aşılamaya ve tecrübelerini onlara aktarmaya çalışan koşu grubudur.
Beat Run Crew/NRC’nin felsefesi ve mesajı nedir?
Ali Can Yıldız: Kendini geliştirmek isteyen ve yaşadığı hayattaki monotonluktan sıkılan herkes, “Beat” ile beraber hayatına renk katacaktır! Bu yüzden şehri birlikte yenebilmek için herkesi grubumuza bekliyoruz!
Mehmet Çetin: ”Gel Bizimle Koş “come Run with us “
Geçen seneki WFL World Run’da en çok etkilendiğiniz anları anlatır mısınız?
Sinan Gürsoy: Beni en çok etkileyen İzmirlilerin yarış boyunca süren motivasyonu oldu. Özellikle Karşıyaka’daki görüntü inanılmazdı. Kaldırımlarda yarışmacıları destekleyenler, apartmanların balkonlarında bayraklarını sallayıp alkışlayanlar beni çok heyecanlandırmıştı.
Kumsal Pınargözü: Yarışa Alsancak’tan başlayıp körfezi koştuktan sonra Karşıyaka’ya girdiğimiz andaki atmosferi asla unutamıyorum. Karşıyaka halkı hiç beklemediğimiz bir şekilde evlerinin önüne çıkmış koşanları selamlıyor ve yanımızda koşuyor, hatta bir bakkal bizlere su ikram ediyordu. Bazı anlar vardır “iyi ki koşuyorum” dedirten, World Run’da Karşıyaka halkının desteği ve yaşattığı coşku kesinlikle o anlardan biriydi benim için.
Bu yıl WFL World Run’a ilk defa katılacaklar için ne tür tavsiyeler verebilirsiniz?
Sinan Gürsoy: Her şeyden önce bu çok özel bir yarış. Katılacak koşucular etkinlik boyunca bu yarışın hizmet ettiği amacın farkında olacaklar ve ne kadar özel bir projenin parçası olduklarını hissedecekler. Yarış başladıktan kısa bir süre sonra yakalama aracı harekete geçecek ve sabit bir hızda ilerleyecek. Bu süreçte koşucular kendi tempolarını belirleyerek, hedefledikleri süre ve mesafe doğrultusunda mümkün olduğunca sabit bir hızda koşmaya gayret etmeliler. Özellikle İzmir’in sıcak havasını göz önünde bulundurursak yarış öncesinde ve süresince bol sıvı alımı çok önemli bir faktör. Ayrıca uzun süreli dayanıklılık için karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye özen gösterilebilir.
Mehmet Çetin: Yarışma dünyada da aynı saatte olduğu için İzmir’de saat 14.00 oldukça sıcak oluyor o yüzden su istasyonlarını muhakkak kullanmaları. Şapka kullanmaları. Koşarken rahatsız etmeyecek kıyafetler tercih etmeleri en önemli hususlar.
Bu seneki WFL World Run’a katılacak mısınız? Hangi şehirdekine katılacaksınız? Sizce bu yarışın İzmir’de olması nasıl bir fark yaratıyor?
Ali Can Yıldız: Ekip olarak geçen sene olduğu gibi bu sene de İzmir’deki yarışta olacağız. Bir koşucu olarak diyebilirim ki aradığınız desteği İzmir’de fazlasıyla görebiliyorsunuz. Enerjinizin bitmeye başladığı anda İzmir halkı devreye giderek sizi limitlerinizi zorlamaya itiyor. Özellikle bitiş çizgisi olmayan bir yarışta bu desteği görmek çok önemli.
Kumsal: 2 senedir WFL World Run İzmir’de koşuyorum ve bu yarış benim ve ekibim için bir ritüel haline geldi artık. Bu sene de tüm NRC İstanbul ekibi olarak İzmir’de olacağız. Yarışın İzmir’de olması ve Mayıs başında İzmir’de yaz tadında bir hava olması, şehirden uzaklaştığımız ve takım ruhunu yaşadığımız tatil tadında bir hafta sonu geçirmemize imkan sağlıyor. İzmir’in sokaklarında ülkenin farklı şehirlerinden gelen koşucu dostlarımızı görmek ve hepimizin tek bir amaca destek için orada olduğumuzu bilmek beni çok mutlu ediyor.
Beat Run Crew/NRC olarak bu yıl 6 Mayıs’taki WFL World Run yolculuğunda nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?
Ali Can Yıldız: Grubun içerisinde bu seneki yarışını hedef yarış olarak belirleyip parkur rekorlarını deneyecek arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımız profesyonel koşu antrenörlerinin yazdığı programlar sayesinde aylar öncesinden bu yarışa hazırlanmaya başladılar bile. Koşuya yeni başlayan arkadaşlarımız da ilk büyük yarışlarını İzmir’de bu anlamlı organizasyonda koşmak için sabırsızlanıyorlar. Wings For Life yarışında daha önce koşmamış arkadaşlarımız yarış öncesi hazırlıklarını ilk kez 15 Nisan’daki App Run Bebek Koşusu’nda deneyimleme şansı buldular. 22 Nisan’da Belgrad Ormanı’nda düzenlenen ikinci koşu da WFL hazırlık sürecine ekstra katkı sağladı.
Mehmet Çetin: NRC olarak tüm yol boyunca aralıksız şekilde yarışlar için tüm koşuculara destek veriyoruz, Wings for Life da bunlardan en önemlilerinden.Wings for Life için özellikle hazırlık koşularında yer alarak destek vererek yarışmaya hazırlanıyoruz.
App Run hazırlık koşuları nasıl bir deneyimdi? Koşucular prova olarak sizden kaçarken en çok ne dikkatinizi çekti?
Sinan Gürsoy: Koşucular ve pacer’lar olarak çok keyifli bir gün geçirdik. Takip aracı yerine Catcher Pacer’lardan kaçsalar bile, yarışçılar yakalanma duygusunu ve arkalarındaki baskıyı birebir yaşadılar diyebilirim. Normal yarış temposunda koşan bir yarışçı, yakalanacağını farkedince otomatik olarak hızlanmaya başlıyor. Hazırlık koşuları yarışı simule etmek ve İzmir’de nelerle karşılaşacağını görmek için kesinlikle özel bir deneyim oldu.
Kumsal Pınargözü: World Run’daki “yakalama aracı” kurgusu başka hiçbir yarışta olmayan farklı bir deneyim olduğu için bu sene ilk defa koşacakların adapte olması adına hem çok eğlenceli hem de aydınlatıcı bir simülasyon gibiydi. Koşucuların bizim onları yakalamak üzere olduğumuzu farkettikleri anda hızlanmaları ve yakalanmadan bir süre daha koşabilmek için limitlerini zorlayarak rekabeti arttırmaları en çok dikkatimi çeken ve hoşuma giden şeydi.
Yarışta kostüm ile koşan arkadaşlar var biliyorsunuz; peki bu sene hangi süper kahraman ile beraber koşmak isterdin İzmir’de?
Ali Can Yıldız: Yarış sırasında öyle anlar geliyor ki herkesin bir Ironman kadar güçlü ve dayanıklı olması gerekiyor. Bu yüzden ekstra motivasyon için Ironman ile beraber koşmak çok keyifli olur. Eğer bu sene Ironman kostümüyle koşmayı düşünen varsa lütfen Start noktasında beni bulsun.
Kumsal Pınargözü: Geçen seneden en çok aklımda kalan karakter Darth Vader. Bu sene de katılacaksa kesinlikle onunla koşmak isterim.
Kaynak : HÜRRİYET